14 Kasım 2009 Cumartesi

KURAN'DA ALTINI ÇİZDİKLERİM-67-MÜLK

67-MÜLK- Yönetim
QURAN ( ENGLISH ) (BY A. YUSUF ALİ)
67 The Kingdom


Bismillahirrahmanirrahim - In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.


1. Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve 'ala kulli şey'in kadiyrun.

2. Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel'aziyzulğafuru.

3. Elleziy haleka seb'a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci'ılbasare hel tera min futurin.

4. Summerci'ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve hasiyrun.

5. Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce'alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a'tedna lehum 'azabesse'ıyri.

6. Ve lilleziyne keferu birabbihim 'azabu cehenneme ve bi'selmasıyru.

7. İza ulku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye tefuru.

8. Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet'kum neziyrun.

9. Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey'in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin.

10. Ve kalu lev kunna nesme'u ev na'kılu ma kunna fiy ashabisse'ıyri.

11. Fa'teref'u bizenbihim fesuhkan liashabisse'ıyri.

12. İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun kebiyrun.

13.
Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu 'aliymun bizatissuduri.


14. Ela ya'lemu men haleka ve huvelletıyfulhabiyru.

15. Huvelleziy ce'ale lekumul'arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru.

16. Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul'arda feiza hiye temuru.

17. Em emintum men fiyssemai en yursile 'aleykum hasıben feseta'lemune keyfe neziyri.

18. Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane nekiyri.

19. Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey'in basıyrun.

20. Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy ğururin.

21. Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy 'utuvvin ve nufurin.

22. Efemen yemşiy mukibben 'ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen 'ala sıratın mustekıymin.

23. Kul huvelleziy enşeekum ve ce'ale lekumussem'a vel'ebsare vel'ef'idete kaliylen ma teşkurune.

24. Kul huvelleziy zereekum fiyl'ardı ve ileyhi tuhşerune.

25. Ve yekulune meta hazelva'du in kuntum sadikıyne.

26. Kul innemel'ılmu 'ındallahi ve innema ene neziyrun mubiynun.

27. Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde'une.

28. Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me'ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min 'azabin eliymin.

29. Kul huverrahmanu amenna bihi ve 'aleyhi tevekkelna feseta'lemune men huve fiy dalalin mubiynin.

30. Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye'tiykum bimain me'ıynin.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
1. Blessed be He in Whose hands is Dominion; and He over all things hath Power;-

2. He Who created Death and Life, that He may try which of you is best in deed: and He is the Exalted in Might, Oft-Forgiving;-


3. He Who created the seven heavens one above another: no want of proportion wilt thou see in the Creation of the Most Gracious. So turn thy vision again: seest thou any flaw?

4. Again turn thy vision a second time: (thy) vision will come back to thee dull and discomfited, in a state worn out.

5. And We have, (from of old), adorned the lowest heaven with Lamps, and We have made such (Lamps) (as) missiles to drive away Satans, and have prepared for them the Chastisement of the Blazing Fire.

6. For those who reject their Lord (and Cherisher) is the Chastisement of Hell: and evil is (such), destination.

7. When they are cast therein, they will hear the (terrible) drawing in of its breath even as it blazes forth,

8. Almost bursting with fury: Every time a Group is cast therein, its Keepers will ask, "Did no Warner come to you?"

9. They will say: "Yes indeed; a Warner did come to us, but we rejected him and said, 'Allah never sent down any (Message): ye are nothing but a grave error!'"

10. They will further say: "Had we but listened or used our intelligence, we should not (now) be among the Companions of the Blazing Fire!"

11. They will then confess their sins: but far from Allah's mercy are the Companions of the Blazing Fire!

12. As for those who fear their Lord unseen, for them is Forgiveness and a great Reward.

13. And whether ye hide your word or make it known, He certainly has (full) knowledge, of the secrets of (all) hearts.

14. Should He not know,- He that created? and He is the Subtle, the Aware.

15. It is He Who has made the earth manageable for you, so traverse ye through its tracts and enjoy of the Sustenance which He furnishes: but unto Him is the Resurrection.

16. Do ye feel secure that He Who is in Heaven will not cause you to be swallowed up by the earth when it shakes (as in an earthquake)?

17. Or do ye feel secure that He Who is in Heaven will not send against you a violent tornado (with showers of stones), so that ye shall know how (terrible) was My warning?

18. But indeed men before them rejected (My warning): then how (terrible) was My punishment (of them)?

19. Do they not observe the birds above them, spreading their wings and folding them in? None can uphold them except the Most Gracious: Truly it is He that watches over all things.

20. Nay, who is there that can help you, (even as) an army, besides the Most Merciful? In nothing but delusion are the Unbelievers.

21. Or who is there that can provide you with Sustenance if He were to withhold His provision? Nay, they obstinately persist in insolent impiety and flight (from the Truth).

22. Is then one who walks headlong, with his face groveling, better guided,- or one who walks evenly on a Straight Way?

23. Say: "It is He Who has created you, and made for you the faculties of hearing, seeing, and understanding: little than 541 ks it is ye give.

24. Say: "It is He Who has multiplied you through the earth, and to Him shall ye be gathered together."

25. They ask: When will this promise be (fulfilled)? - If ye are telling the truth.

26. Say: "As to the knowledge of the time, it is with Allah alone: I am a plain warner."

27. At length, when they see it close at hand, grieved will be the faces of the Unbelievers, and it will be said (to them): "This is (the promise fulfilled), which ye were calling for!"

28. Say: "See ye?- If Allah were to destroy me, and those with me, or if He bestows His Mercy on us,- yet who can deliver the Unbelievers from a grievous Chastisement?"

29. Say: "He is the Most Gracious: we have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know which (of us) it is that is in manifest error."

30. Say: "See ye?- If your stream be some morning lost (in the underground earth), who then can supply you with clear-flowing water?"

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1. Ne yücedir O ki, mülk O'nun elindedir ve O, herşeye gücü yetendir.
2. O ki, ölümü ve dirimi yarattı, sizi imtihana çekip hanginizin davranış bakımından daha güzel olduğunu bildirmek için. O öyle güçlü, bağışlayandır
3. O ki, birbirine uygun yedi gök yaratmıştır. O Rahman'ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin hiç bir çatlak, bir kusur?
4. Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir; o göz, güçsüz, yorgun bir halde sana döner!
5. Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.
6. Kendi Rablerini inkar edenler için de cehennem azabı vardır. Ona gidiş de ne kötü sondur.
7. İçine atıldıklarında onun kaynarken çıkan hıçkırışını işitirler.
8. Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onun bekçileri onlara: "Size gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber gelmedi mi?" diye sorarlar.
9. Onlar: "Evet, bize gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber geldi; ama biz ona inanmadık ve "Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük sapıklık içindesiniz." diye yalanladık." derler.
10. Ve derler ki: "Biz dinleseydik veya aklımızı kullansaydık, bu çılgın ateşin içinde bulunmazdık!"
11. İşte günahlarını itiraf ettiler. Kahrolsun, o halde çılgın ateş yarenleri!
12. Çünkü O Rablerine görmeden saygı besleyenler varya, muhakkak ki, bağışlanma ve büyük bir mükafat onlar içindir.
13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.
14. Bilmez mi O yaratan ki, O herşeyi inceden inceye bilen, herşeyden haberdar olandır.
15. O, yeryüzünü size boyun eğdiren yaratıcıdır. Haydi, o arzın omuzlarında yürüyün de O'nun rızkından yiyin. Dönüş yalnızca O'nadır.
16. Emin misiniz o göktekinden; sizinle yeri göçürüvermesinden? O zaman bakarsın ki, o yer çalkalanıyor!
17. Yoksa siz gökte olanın üzerinize mermiler yağdıran birini göndermesinden güvencede misiniz? O zaman tehdidimin nasıl olduğunu bilirsiniz!
18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar, ama nasıl oldu inkarım?
19. Bakmazlar mı üstlerinde uçan kuşlara, kanat süzerlerken ve yumarlarken? Rahman'dır ancak onları tutan! Şüphesiz ki, O herşeyi görür.
20. Ya da kim oluyor sizin Rahman'dan başka (yardım beklediğiniz) şu ordularınız ki, sizi kurtarsın? Kafirler ancak bir aldanış içindedirler.
21. Ya da o rızkınızı keserse, kimdir şu sizlere rızık verecek olan? Hayır bir ürküntü ve azgınlık içinde inada dalmışlar!
22. Şimdi yüz üstü kapanarak giden mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde dümdüz giden mi?
23. De ki: "O'dur ancak sizi yaratan, size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren! Fakat sizler pek az şükrediyorsunuz!"
24. De ki: "O'dur sizi yeryüzünde zürriyet halinde yaratıp yayan! Nihayet hep toplanıp O'nun huzuruna getirileceksiniz!"
25. Böyle iken diyorlar ki: "Ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit? Eğer doğru söyleyenlerseniz?"
26. De ki: "(Ona ait) o bilgi ancak Allah'ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim).
27. Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: "İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!" denildi.
28. De ki: "Gördünüz mü, Allah beni ve beraberimdekileri yok etse ya da bize merhamet buyursa, iki takdirde de kafirleri elem verici azaptan kurtaracak kimdir?"
29. De ki: "O, öyle Rahman'dır. işte biz O'na iman ettik ve O'na dayanmaktayız. İleride sizler de kimin açık bir sapıklık içinde bulunduğunu bileceksiniz!"
30. De ki: "Gördünüz mü, eğer sabaha kadar suyunuz batakalırsa (çekilecek olsa), size kim bir akarsu getirebilir?

Hiç yorum yok: