20 Ağustos 2010 Cuma

FERYAT

FERYAT
BİR FERYAT..


FERYAT Kİ NE FERYAT…UMMADIĞIM BİRİNDEN….MEHMET ŞEVKET EYGİ İMZALI…..BİLİNSİN İSTEDİM….



MİLLİ GAZETE

07 AĞUSTOS 2010-Mehmet Şevket Eygi
araştırmacı yazar


Allah Cezanızı Versin!..



İSLAMCILIĞIN cıcığını çıkarttınız, Allah belânızı versin!.. Ben çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini bilirim, ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz. Sonra mücahitlik postunu çıkardınız müteahhit oldunuz.
Müslümansan, hangi meşreb ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın. Siz yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz. Allah bin kere belânızı versin!
Namaz kılıyor, günde onlarca defa Allah'tan sirat-ı müstaqime (doğru yola) kılavuzlamasını lisan ile niyaz ediyorsunuz ve hayatta tam tersini yapıyorsunuz.
Bre uğursuzlar!..
İslam'da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?
Rüşvet almak var mıdır?
Haram yemek var mıdır?
Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?
Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?
Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?
İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?
Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?
Size beddua ediyorum. Allah belanızı versin!.. İki yakanız bir araya gelmesin!.. Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!..
Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız... Başınız belâdan kurtulmasın.
http://www.milligazete.com.tr/makale/dini-ve-namusu-olanlar-kazanamaz-172811.htm#


BUNU BİLMEMESİ OLASI DEĞİL…NASIL DA BIKKINLIK GETİRMİŞ…….BAZILARI DANIŞMANLARINA SORUP DAHA İYİ ANLASIN DİYE İNGİLİZCE VE FRANSIZCASINI DA EKLEDİM….



17-İSRA

11. Ve yed'ul insanü biş şerri düaehu bil hayr ve kanel insanü acula



Ali Bulaç 11- İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua eder. İnsan, pek acelecidir.
Diyanet Vakfı 11. İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister. İnsan pek acelecidir!
Edip Yüksel 11. İnsan, iyi bir şey için dua ettiğini sanırken aslında kötü bir şey için dua eder. İnsan çok acelecidir
Elmalılı Hamdi Yazır 11-İnsan, hayrı ister gibi şerre davet çıkarıyor; insan çok acelecidir!
Süleyman Ateş 11. İnsan, hayra du'a eder gibi, şerre du'a etmekte(hayrı ister gibi şerri istemekte)dir. İnsan pek acelecidir.
Yaşar Nuri Öztürk 11 İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor/insan, hayra duasıyla şerri davet ediyor. İnsan çok acelecidir



QURAN ( ENGLISH ) ( BY A. YUSUF ALİ )
17 - The Israelites
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful

11. Man prays for evil as he prays for good; for man is given to hasty (deeds).


QURAN ( ENGLISH ) ( BY M.H. SHAKIR )
17 - The Israelites
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful.
11-And man prays for evil as he ought to pray for good, and man is ever hasty.


LE SAINT CORAN ( FRENCH )
Au nom d'Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux.

17 - Le voyage nocturne (Al-Isra)
Au nom d'Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux


11. L'homme appelle le mal comme il appelle le bien, car l'homme est très hâtif



VE…EBU ZER EL GİFARİ’NİN ZAMANIN DEVLET ADAMLARINA BAĞIRARAK OKUDUĞU İKİ AYET,
TEVBE SURESİ 34 VE 35…..(GIFARİ İLE İLGİLİ YAZILARIMA DA BAKINIZ)



9-TEVBE

34. Ya eyyühellezine amenu inne kesiram minel ahbari ver ruhbani le ye'külune emvalen nasi bil batıli ve yesuddune an sebılillah vellezıne yeknizunez zehebe vel fiddate ve la yünfikuneha fı sebılillahi fe beşşirhüm bi azabin elim

35. Yevme yuhma aleyha fı nari cehenneme fe tükva biha cibahühüm ve cünubühüm ve zuhuruhüm haza ma keneztüm li enfüsiküm fe zuku ma küntüm teknizun


34. Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.

35. O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, "İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı"! denilecek.


QURAN ( ENGLISH ) ( BY A. YUSUF ALİ )
9 - Repentance
34. O ye who believe! there are indeed many among the priests and anchorites, who in falsehood devour the wealth of men and hinder (them) from the Way of Allah. And there are those who hoard gold and silver and spend it not in the Way of Allah: announce unto them a most grievous chastisement-

35. On the Day when it will be heated in the fire of Hell, and with it will be branded their foreheads, their flanks, and their backs.- "This is the (treasure) which ye hoarded for yourselves: taste ye, then, the (treasures) ye buried!"



QURAN ( ENGLISH ) ( BY M.H. SHAKIR )
9 - Repentance


34. O you who believe! most surely many of the doctors of law and the monks eat away the property of men falsely, and turn (them) from Allah's way; and (as for) those who hoard up gold and silver and do not spend it in Allah's way, announce to them a painful chastisement,

35. On the day when it shall be heated in the fire of hell, then their foreheads and their sides and their backs shall be branded with it; this is what you hoarded up for yourselves, therefore taste what you hoarded.


LE SAINT CORAN ( FRENCH )
9 - Le repentir (At-Tawbah)

34. Ô vous qui croyez! Beaucoup de rabbins et de moines dévorent, les biens des gens illégalement et [leur] obstruent le sentier d'Allah. A ceux qui thésaurisent l'or et l'argent et ne les dépensent pas dans le sentier d'Allah, annonce un châtiment douloureux,

35. le jour où (ces trésors) seront portés à l'incandescence dans le feu de l'Enfer et qu'ils en seront cautérisés, front, flancs et dos: voici ce que vous avez thésaurisé pour vous-mêmes. Goûtez de ce que vous thésaurisiez."


VE DİYALOG BAHANESİYLE HUTBELERDEN ÇIKARTILAN,SÖYLEYENLERİN DİYANETÇE TAKİBATA UĞRATILDIĞI BİR AYET…MUHAMMED ESED YORUMUNA DİKKATİNİZİ ÇEKMEK İSTERİM…MAİDE-51




KURAN-I KERİM ( ARAPÇA - LATİN HARFLİ )
5 - MAİDE
Bismillahirrahmanirrahim


5-MAİDE-51

51. Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül yehude ven nesara evliya' ba'duhüm evliyaü ba'd ve mey yetevellehüm minküm fe innehu minhüm innellahe la yehdil kavmez zalimın


QURAN ( ENGLISH ) ( BY A. YUSUF ALİ )
5 - The Food
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
51. O ye who believe! take not the Jews and the Christians for your friends and protectors: They are but friends and protectors to each other. And he amongst you that turns to them (for friendship) is of them. Verily Allah guideth not a people unjust.

QURAN ( ENGLISH ) ( BY M.H. SHAKIR )
5 - The Food
In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful.
51. O you who believe! do not take the Jews and the Christians for friends; they are friends of each other; and whoever amongst you takes them for a friend, then surely he is one of them; surely Allah does not guide the unjust people.


LE SAINT CORAN ( FRENCH )
5 - La table servie (Al-Maidah)
Au nom d'Allah, le Tout Miséricordieux, le Très Miséricordieux.
51. Ô les croyants! Ne prenez pas pour alliés les Juifs et les Chrétiens; ils sont alliés les uns des autres. Et celui d'entre vous qui les prend pour alliés, devient un des leurs. Allah ne guide certes pas les gens injustes.


Ali Bulaç 51- Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.
Diyanet Vakfı 51. Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
Edip Yüksel 5:51 İnananlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez.11
Elmalılı Hamdi Yazır 51-Ey iman edenler, yahudilerle hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden her kim onlara yardaklık ederse, muhakkak o da onlardandır. Allah ise zulmedenleri doğru yola çıkarmaz.
Süleyman Ateş 51. Ey inananlar, yahudileri ve hıristiyanları veliler edinmeyin! Onlar, birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları kendine veli yaparsa, o onlardandır. Şüphesiz Allah, zalim toplumu doğru yola iletmez.
Yaşar Nuri Öztürk 51 Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz

TÜRKÇE KURAN-I KERİM VE TEFSİRİ ( MUHAMMED ESED )
5 - Maide
RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADI
51. SİZ EY imana ermiş olanlar! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin: Onlar yalnızca birbirlerinin dostlarıdır. (72) Ve hanginiz onları dost edinirse kesinlikle onlardan olur: Bilin ki Allah böyle zalimlere (73) doğru yolu göstermez!

72 - Birçok müfessire (mesela Taberî) göre bu iki toplumun her biri gerçek dostluğu yalnızca kendi mensupları için -yani, Yahudiler Yahudiler için ve Hristiyanlar da Hristiyanlar için- kabul ederler ve bu nedenle Kur'an'a tâbi olanlara gerçek bir dostlukla yaklaşmaları beklenemez. Bkz. ayrıca 8:73 ve ilgili not.

73 - Lafzen, "zalim halka": yani, bu konuda bilerek kötülük yapanlara. Burada atıfta bulunulan "dostluğ"un anlamı için bkz. 3:28 ve özellikle 4:139 ve bir müminin gayrimüslimlerin hayat tarzını taklid etmesi veya -Kur'an terminolojisine göre- onlarla "dost olması" durumunda ahlakî kimliğini yitireceği vurgulamasını açıklayan ilgili dipnot. Ancak 60:7-9'da yeterince açıklığa kavuşturulduğu (ve bu surenin 57. ayetinde işaret edildiği) gibi, gayrimüslimler ile "ahlakî dostluğ"un yasaklanması, Müslümanlara karşı iyi niyetli olanlarıyla kurulan normal, dostça ilişkilere karşı bir anlam taşımaz. Unutulmamalıdır ki velî terimi birbirine yakın farklı anlam alanlarına/tonlarına sahiptir: "dost", "arkadaş", "yardımcı", "koruyucu", vb. Hangi terimin -veya hangi terim kombinezonlarının- seçileceği daima hangi bağlamda kullanıldığına bağlıdır.


57. Siz ey imana ermiş olanlar! Eğer gerçek müminler iseniz, inancınızı küçümseyen ve onunla eğlenenleri –bun-lar ister sizden önce vahiy verilenlerden, isterse [bu vahyin] hakikati[ni] inkar edenlerden olsunlar– dost edinmeyin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun:




3-ALİ İMRAN-28
28. MÜMİNLER, müminleri bırakıp hakikati inkara şartlanmış olanları dost edinmesinler (19) -çünkü bunu yapan, Allah ile bütün bağını koparmış olur- kendinizi onlardan korumak için bu yola başvurmanız hariç. (20) Ancak Allah, Kendisine karşı dikkatli olmanızı ihtar eder, çünkü bütün yollar Allah'a varır.

19 - Yani, bu "hakikat inkarcıları"nın çıkarları ile müminlerin çıkarlarının çatıştığı durumlarda (Menâr III, 278). "Dostlar" (evliyâ') teriminin daha geniş kapsamlı anlam îmaları hk. bkz. 4:139 ve ilgili not.

20 - Lafzen, "korkulacak bir şeyden dolayı onlardan korkmanız hali müstesna". Zemahşerî, bu ibareyi, "sakınılması gereken bazı şeyleri yapabileceklerinden korkmanız için yeterli sebep bulunmadıkça" şeklinde açıklar -bu (ayet), "hakikati inkar edenler"in Müslümanlardan daha güçlü olduğu ve bu nedenle, politik yahut ahlakî anlamda kendilerine "dost" olmadıkça Müslümanlara zarar verebilecek konumda bulundukları durumlara işaret etmektedir.

4-NİSA-139
139. Müminleri bırakıp hakikati inkar edenleri dost edinenlere gelince, onlarla şeref kazanacaklarını mı umuyorlar? Unutmayın ki asıl şeref [yalnız] Allah'a aittir. (154)

154 - Bkz. 3:28. Ancak "dostlar" (evliyâ', tekili velî) terimi bu bağlamda sadece politik ittifakları göstermez. Her şeyden daha fazla, bariz olarak, hakikati inkar edenler ile "ahlakî dayanışmaya" işaret eder. Bu da onlar tarafından "onurlandırılma" veya eşit kabul edilme ümidi ile onların hayat tarzlarını müminlerin hayat tarzına tercih etmeyi ifade eder. İnatçı inkarcıların hayat tarzının taklit edilmesi, sahih inancın talep ettiği ahlakî esaslar ile çatıştığından, bu ilkelerin tedricî olarak terk edilmesine yol açar.
6-MÜMTEHİNE-7-9
7. [Ama] belki Allah, [ey müminler,] [şimdi] düşman olarak gördüğünüz kimseler ile sizin aranızda [karşılıklı] bir yakınlık oluşturabilir: çünkü Allah her şeye kâdirdir ve çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.

8. İnanc[ınız]dan dolayı size karşı savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan sürmeyen [inkarcılara] gelince, Allah onlara nezaketle ve adaletle davranmanızı yasaklamaz: (9) çünkü Allah adil davrananları sever.

9 - "Allah... yasaklamaz" ifadesi, bu bağlamda, olumlu bir tavsiyeye işaret eder (Zemahşerî). Bkz. ayrıca 58:22, not 29.

9. Allah, yalnızca, inanc[ınız]dan dolayı size karşı savaşan ve sizi anayurdunuzdan süren veya [başkalarının] sizi sürmesine yardım edenlere dostlukla yaklaşmanızı yasaklar; ve [içinizden] onlara dostluk gösterenlere gelince, gerçek zalimler işte onlardır!


HZ. MUSA DİLİYLE BEN DE DUA EDİYORUM…..



40-MÜMİN

27. Ve kale musa inni uztü bi rabbi ve rabbiküm min külli mütekebbiril la yü'minü bi yevmil hisab


27. Mûsâ da, "Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığınırım" dedi.



23-MÜMİNUN
93. Kur rabbi imma türiyenni ma yuadun
94. Rabbi fe la tec'alni fil kavmiz zalimin

93, 94. De ki: "Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma."



81-TEKVİR

27. In huve illa zikrun lil'alemiyne.
28. Limen şae minkum en yestekıyme,.
29. Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul'alemiyne.

Diyanet Vakfı 27. O, herkes için, bir öğüttür,
Diyanet Vakfı 28. Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.
Diyanet Vakfı 29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz


7-ARAF- 185-.... fe bi eyyi hadisin ba'dehu yü'minun (BAŞKA HANGİ GERÇEK SÖZ-HADİS-E İNANACAKSINIZ)

77-MÜRSELAT -50-Fe bi eyyi hadiysin ba'dehu yü'minune.(BAŞKA HANGİ GERÇEK SÖZ-HADİS-E İNANACAKSINIZ)


rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahimin (23-/109)

ve selamün ala ibadihillezinastafa (27-/59)

sübhane rabbike rabbil izzeti amma yesifun (37-/180) ve selamün alel mürselin (37-/181)

Vel hamdü lillahi rabbil alemin(37-/182)